Merhaba
Ruberu; öncellikle bir hüsnü niyettir.
İnsanın kendine olan yolculuğuna eşlik etme çabası da diyebiliriz. Zira insan anlamaya kendisinden başlamalıdır.
“Görüşünüz ancak yüreğinizin içine baktığınızda berraklaşır. Dışa bakan düş görür, içe bakan uyanır” demişti Gustav jung.
Hangi yaşta olduğu fark etmeksizin insanın ızdıraplarının belki de en önemli nedeni olumlu şeyleri olumsuzlar olmadan talep etmesidir. Fakat hayat kırıcıdır. Bin türlü sebeple insan kırılabilir. İnsanın, kırıldığı yerden iyileşebileceğine ve büyüme acısını tadarak yoluna devam edebileceğine inanıyoruz. Tıpkı Kintsugi sanatında olduğu gibi…
İnsan olanın ve insan kalanın kaçamayacağı olumsuzluklar hep vardır, var olacaktır. Yaşıyorsak bu olumsuzluklarla baş edebilmeyi, bazen onları yönetebilmeyi ya da değiştiremiyorsak kabul edebilmeyi başarmak zorundayız. Kabul etmedikçe hiçbir şeyi değiştiremeyeceğimiz hayatın en büyük gerçeğidir çünkü. Kabul etmenin onaylamak demek olmadığının bilinciyle yaşamak insana elbette yeni yollar açacaktır.
İnsanın biricikliği; yaşantısının ve zorluklarının da biricikliği demektir. Tam da bu nedenle terapi biricik bir yolculuktur. Bu yolculukta danışanlarımıza refakat etmek bizim için onurdur.
Unutulmamalıdır ki; çoğu zaman “Aradığın şey, bakmayı en az istediğin yerdedir”